20 Nisan 2012 Cuma

THE CONTACT (MESAJ) (İnceleme)


            EDEBİYATTAN  SİNEMAYA UYARLAMALAR–6     


                                                                                                                     Carl Sagan’ın Anısına… 


       Bu ay çok satan başarılı bir bilimkurgu romanı ile yine bunun başarılı olarak kabul edilen bilimkurgu film uyarlamasından bahsedeceğiz. Dünya dışı varlıkları araştırmak ve onlarla iletişimde bulunmakla ilgili Carl Sagan’ın “The Contact”, bizde bilinen ismiyle “Mesaj” romanını ve Robert Zemeckis’in yönettiği aynı isimli filmini incelemeye başlayalım.

BİR BİLİMKURGU ROMAN ŞAHESERİ: THE CONTACT (MESAJ)

     “The Contact” romanı, 1985 yılında Carl Sagan tarafından yazılarak yayınlanmış bir bilimkurgu romanıdır. Romanın taslağı, bir ön senaryo olarak 1979 yılında oluşturulmuştur. Roman için, daha yazım aşamasında iken 1981 yılında yayıncı şirket tarafından Carl Sagan’a 2 milyon dolar gibi oldukça yüksek miktarda avans verilmiş ve romana önemli bir mali destek sağlanmıştır. Yayınlandıktan sonra da ABD’de çok satan kitaplar listesinde 1985 yılının en çok satan 7. nci kitabı olmuştur. Romanın ilk iki yıllık baskı adedi 1 milyon 700 bini bulmuştur. 1986 yılında da En İyi İlk Roman Locus Ödülü’nü kazanmıştır.

 
     Roman, Türkiye’de İnkılâp Kitabevi tarafından 1987 yılında “Mesaj” ismiyle yayınlanmıştır. Romanın ismini ve konusunu oluşturan “Contact” kelimesinin karşılığı olarak “bağlantı, temas, irtibat” kelimeleri anlam açısından çok daha uygun karşılıklar olmasına rağmen, yayınevi muhtemelen roman konusunun daha iyi anlaşılması açısından “Mesaj” ismini, roman ismi olarak tercih etmiştir.
      Romanda Eleanor (Ellie) Arroway isminde, hayatını dünya dışı yaşama dair kanıt bulmaya adamış bir bilim kadını ile onun etrafında yaşanan büyük bir keşif konu edilir. Bu keşif, tarihte ilk defa dünya dışı bir uygarlıktan radyo sinyalleri yoluyla gelen bir kanıt sonrasında dünyadaki şaşırtıcı ve hazırlıklı olunmayan bu duruma karşı oluşan tepkiler, yaşanan olaylar konu edilir. Bilimkurgu romanının bilim tarafı oldukça sağlamdır. Matematik, astrofizik gibi bilimsel konular, roman içerisine anlaşılır şekilde yerleştirilmiştir. Bilim çevreleri başta olmak üzere çok sayıda
uzmanın görüşleri alınmış ve yazar kendi uzmanlık alanını, deneyimlerini de katarak bu bilimkurgu romanını adeta “olağanüstü gerçek” bir boyuta taşımıştır.
     
 KİTAPTAN BAZI BÖLÜMLER:
“Gökyüzünün kuzey kısmının üçte birinden azını tarayabildik henüz. Neden bunu kesmek istiyorsun?” dedi Ellie.
“ Bu işin sonu yok Ellie, Aradan on yıl geçse bile hiçbir şey bulamayacaksın.” dedi Dave.
“Dave, belki yüz kere konuştuk bunu seninle. Başarısız olsak bile zeki canlıların çok az olduğu konusunda bir şeyler öğreniyoruz_ en azından bizim gibi olan ve bizim gibi düşünen ve bizim gibi geri kalmış bir uygarlıkla iletişim kurmak istemediklerini öğreniyoruz. Başarırsak kozmik büyük ikramiyesini kazanacağız. Bundan daha büyük keşif olamaz.”…(İnkılap Kitabevi-1987)
    Geçen zamanla birlikte Argus Projesi’nde radyo dalgaları ile bir mesaj yakalanır. Bu mesajda asal sayılar vardır. Sadece 1 sayısına ve kendisine bölünebilen bu sayıları, ancak akıllı bir uygarlık gönderebilir. Daha sonra ise bu mesajın altında gizlenmiş sesli bir görüntü keşfedilir ki bu çözüldüğünde hemen herkesi şok eder… Hâlbuki dünyada olaylar daha yeni duyulmakta, daha keşfedilecek şeylerin de olduğu ortaya çıkmaktadır…
  
CARL SAGAN KİMDİR? :  Carl Sagan, yazar kimliğinin öncesinde bir bilim adamıdır. 9 Kasım 1934’de doğmuş olan Edward Carl Sagan, ABD’li gökbilimci, astrobiyolog, astrofizik uzmanı ve yazardır. Bilim dünyasına çok önemli katkıları olmuş olan Carl Sagan, bilimin geniş halk kitlelerine sevdirilmesinde ve bilimin popüler hale gelmesinde önemli pay sahibidir. Esas uzmanlık alanı astrobiyolojidir. Fakat, onu dünyaya tanıtan SETI (Dünya Dışı Akıllı Varlık Araştırması) Projesi ile 1980 yapımı 13 bölümlük ödüllü belgesel Kozmos (Cosmos) olmuştur. Bu belgeselin yazılmasında görev alıp sunumunu da kendisi yapmıştır. Bu belgesel serisi ile uzay ve astronomi, geniş kesimler tarafından daha çok ilgi çekmeye başlamıştır. 


 
      Çalışmalarında her zaman bilimsel yöntemleri ve araştırmaları savunmakla birlikte olaylara dar, kesin ve yenilikçi olmayan çerçeveden bakan bilim çevrelerine karşı da tavır almıştır. Bir dönem öğretim görevlisi olarak çalışmış, profesörlük ünvanına hak kazanmış; önce Güneş Sisteminin araştırılmasına, daha sonra da Güneş Sistemi dışında Dünya dışı akıllı yaşama ilişkin kanıt aranması çalışmalarına önemli destek vermiş ve bu yönde yapılacak çalışmalara önemli destekler de bulmuştur. Örneğin, Pioneer 10 projesi ile başlayıp Voyager serisi ile devam eden projelerde, dünya dışındaki akıllı varlıklara iletilmek üzere uzaya gönderilen sondalarda dünyayı tanıtan ve bizden mesajların hazırlanmasına öncü olmuştur. Ayrıca, aynı Contact roman ve filminde yer aldığı gibi büyük radyo teleskopların dünya dışı yaşama ilişkin olarak dinleme yapmasını savunmuş ve bunu kabul ettirmiştir.  
      600’den fazla makale, bilimsel yayın, 20’den fazla kitabın yazarlığı, editörlüğü ve yardımcı editörlüğünü yapmıştır. Eşi Ann Druyan’ın da, başta Cosmos belgeseli ve Contact filmi olmak üzere yazar ve yapımcı kimliği ile kendisine önemli desteği olmuştur. Sagan’ın Türkçe’ye de çevrilmiş birçok eseri mevcuttur. “The Contact” yazarın tek romanıdır. Ne yazık ki, Carl Sagan, büyük emek verdiği bu romanının filme uyarlanmış halini göremeden 20 Aralık 1996’da 62 yaşında kemik iliği kanserinden vefat etmiştir. Filmin sonunda bu filmin Carl Sagan’a ithaf edildiği “For Carl” ifadesiyle belirtilmiştir.   
 
BAŞARILI BİR UYARLAMA: THE CONTACT FİLMİ
1997 yılı yapımı Robert Zemeckis yönetmiş, başrollerinde Jodie Foster, Matthew McConaughey, James Woods, Tom Skeritt, John Hurt oynamışlardır. Filmin romana büyük oranda sadık kaldığını söyleyebiliriz. Zaten bir uyarlamada filmin tamamen romana uydurulması düşünülemez. Yapılan değişiklikler özüne çok dokunmayan değişikliklerdir. Örneğin romanda tüm dünya devletlerinin gelen mesajı alabilmek için ortak hareket etmek zorunda olmaları ve bundan sonraki süreçte de birlikte hareket etmeleri bulunurken, filmde ABD’nin gelen mesajı tek başına aldığına, gelişen olaylarda inisiyatif sahibi ülke olduğuna tanık oluruz. 


 
Filmin görselliğinin ve dijital efektlerinin üst boyutta olduğu ve yeni dijital tekniklerle anlatımı kuvvetlendirdiği bir gerçektir. Bunun yanı sıra gerçeklik duygusunu artırmak için ABD medyasında bulunan birçok kuruluş, sunucu, showman gibi gerçek kişiler filmde rol almışlardır. Buna, o dönemde ABD Başkanı olan Bill Clinton da _ kendisi değil, dijital bir canlandırması da olsa_ dâhildir. Film, evrenin büyüklüğünü ve güzelliğini gösteren yaklaşık 3 dakikalık bir girişle başlar. Daha sonra Ellie’nin babası ile olan yakınlığı ve uzaya olan merakını ve küçük yaşta yaşadığı bir acıya tanıklık ederiz. Ellie Arroway karakteri bilimi savunan tarafı temsil ederken, Başkanın din danışmanı Palmer Joss karakteri dini tarafı temsil eden ve bilim ile dinin zaman zaman çatışan konumundadırlar. 150 dakikalık filmin soundtrack albüm müziklerini Alan Silvestri yapmıştır. (Filmin fragmanına buradan veya üstteki resim üzerinden ulaşabilirsiniz)       

JODİE FOSTER KİMDİR? :  Filmin başrol oyuncusu Jodie Foster, asıl ismiyle Alicia Christian Jodie Foster, 19 Kasım 1962’de Los Angeles-California’da (ABD) doğmuştur. Babası daha Jodie doğmadan aileyi terk etmiş, iki kardeşi ve annesi ile birlikte büyümüştür. 3 yaşında okuma yazmayı öğrenmiş, yüzünün güzelliğinden dolayı küçük yaşlarından itibaren reklam filmlerinde oynayarak ailenin en çok kazanan üyesi olmuştur. Çocukluğunda TV dizileri ve filmlerinde rol almaya devam etmiş, en önemli çıkışını Iris isimli bir sokak kızını canlandırdığı ve Robert de Niro ile birlikte oynadığı Taxi Driver (1976) filmiyle yapmıştır. Bu filmden ve özellikle Jodie Foster’dan çok etkilenen onun fanatik bir hayranı olan John Hinkley Jr., o dönem ABD Başkanı olan Ronald Reagan’ı, sadece Jodie Foster’ı etkilemek amacıyla 1981’de silahla yaralamıştır. Bir dönem bu konuda sıkıntı çeken Foster, en seçkin üniversitelerden olan Yale Üniversitesi de dahil olmak üzere tüm okullarını üstün derece ile bitirmiş, bir yandan da dizi ve film çalışmalarına devam etmiştir. 1988’de Sanık (The Accused) filmindeki rolüyle ve 1991’de Kuzuların Sessizliği (Silence Of The Lambs) filmindeki Clarice Starling isimli FBI ajanı rolüyle Oscar ödüllerini almıştır. Yamyam seri katili (Hannibal Lecter) canlandıran Anthony Hopkins ile oynayacağı bu filmin devamı olan serinin ikinci filminde oynamayı, alacağı astronomik ücrete karşın reddetmiştir. Neden olarak da, katille birlikte bir insanın beynini yeme sahnesine karşı olmasını göstermiştir. Çocuk starlık dönemini yetişkinliğinde de devam ettirebilen başarılı aktristin, Hollywood’un IQ’su en yüksek sanatçılarından biri olduğu zaman zaman medyada dile getirilmiştir. 
                                               Jodie Foster Resim Galerisi Burada
 
     Contact filmindeki Ellie Arroway karakteri ile, canlandırdığı diğer birçok filmde olduğu gibi çetin ceviz-güçlü kadın rollerinden birini daha büyük başarı ile seyirciye yansıtır. Öyle ki, romanda anlatılandan daha güçlü bir karakter olarak Ellie Arroway filmde boy gösterir. Elbette film senaryosunda böylesi bir tercihte bulunulmuş olmasına rağmen, Jodie Foster’ın bu rol ile uyumu ve karakteri adeta yaşarcasına seyirciye yansıtması çarpıcıdır. Yaşam partneri Cydney Bernard ve evlatlıkları ile 2011 yılında tatil için Türkiye’ye de gelen aktris, halen 49 yaşında film oyunculuğuna ve bazen de film yönetmenliğine veya yapımcılığına devam etmektedir. En son olarak Carnage isimli 2011 yılı yapımı bir aile drama filminde, güçlü kadın rolünden farklı bir rolle izleyicilerin karşısına çıkmıştır. Halen 2013 yılı Mart ayında gösterime girecek olan ve Matt Damon ile birlikte rol alacağı Elysium isimli bilimkurgu filminin yapım aşamalarında çalışmaktadır.       
                
DÜNYA DIŞI YAŞAM KANITI BULMA VE DÜNYA DIŞI VARLIKLARI ARAŞTIRMAK:
      SETI Projesi (Search For ExtraTerrestrial Intelligence), Türkçe açılımı ile “Dünya Dışı Akıllı Yaşam Araştırması” 1960’lı yıllardan beri devam eden ve teknolojik imkânları kullanarak dünya dışında var olabilecek akıllı bir yaşam kanıtını bulma projesidir. Evrenin büyüklüğü akıl almaz boyutlardadır ve günümüzün bilimsel ve teknolojik gelişmeleri ile dahi, evrenle ilgili her geçen gün yeni buluşlar, görüşler, teoriler geliştirilmektedir. Astronomların ortak görüşü, bırakalım diğer galaksileri; sadece Samanyolu Galaksisi’nde bizim Güneşimiz benzeri 200 milyar yıldız bulunuyor ve bunların yüzde 10’unda yaşam olma olasılığı oldukça yüksek.
      SETI Projesi ile büyük çanak antenlerin yönlendiği alandaki tüm veriler bilgisayarlara aktarılmakta ve daha sonra da özel programlarla bu veriler içerisinde anlamlı olabilecek dalgalar analiz edilmekteydi. Zamanla tüm gelen olağanüstü büyüklükteki bu verilere mevcut bilgisayarlar yetişemez oldu ve geçtiğimiz yıllarda tüm dünyadaki internet kullanıcılarına açılarak seti@home projesi ile destek istendi. Bilgisayarlara yüklenen “boinc” isimli küçük bir program ile dünyada milyonlarca ve ülkemizden de binlerce kişi bu projeye destek verdi. Fakat NASA, yeterli ödeneği olmadığını gerekçe göstererek projeye desteğini çekti. Yakın bir zaman öncesinde ise Berkeley Üniversitesi ve Planetary Society projeyi destekleme kararı aldılar. Uzayı, radyo dalgalarını tarama arayışı devam ediyor. Carl Sagan’ın dediğine inananlar çoğalmaktalar: “Eğer tüm evrende yaşam sadece Dünya'da varsa, bu çok büyük bir yer israfı olurdu.”
 
BAZI SEÇENEKLER VE SON SÖZ:  Sonuç olarak, bilimkurgu okumayı seviyorsanız, The Contact (Mesaj) romanını okumanızı tavsiye ederim. Yaklaşık 500 sayfalık romanda “bilim dozu” oldukça yeterli ve günümüzün bilimini yansıttığı için de gerçeklik hissini hissedebiliyorsunuz. Romanı okumaya zamanı olamayacaklar için en azından The Contact filmi, gayet iyi bir seçim olacaktır. Bu roman ve film paralelinde iyi vakit geçirebileceğiniz bazı seçenekler şunlar olabilir:

    Bilim adamı ve yazar Carl Sagan’ın popüler bilim kitaplarından birini okuyabilirsiniz. Bunlar, Kozmik Bağlantı, Karanlık Bir Dünyada Bilimin Mum Işığı, Tanrı’nın Kapısını Çalan Bilim, Broca’nın Beyni ve Milyarlarca ve Milyarlarca isimli kitaplar olabilir.

 
     Jodie Foster’ın en iyi filmlerini izleyebilirsiniz. Bunlar Oscar ödülü aldığı Sanık (The Accused-1988), yine Oscar ödülü aldığı çok başarılı bir polisiye gerilim uyarlaması olan Kuzuların Sessizliği (Silence Of The Lambs-1991), çıkış yaptığı erken dönem filmi Taxi Driver (1976), yakın dönem filmlerinden olan Panik Odası (Panic Room- 2002)

 
    Ayrıca uzayı ve dünya dışı yaşamı inceleyen belgesellerden veya programlardan birini veya bazılarını izleyebilirsiniz. Çoğunlukla Digiturk yayın platformunda History Channel, Discovery Channel veya D-Smart yayın platformundaki Discovery Science, SciTech gibi kanallarda yayınlanan belgesellere diğer ulusal yayın yapan kanallarda da ara sıra rastlanabilir.

 
NOT: Yukarıdaki incelemem, ilk olarak Gölge e-Dergi'nin Nisan-2012 (55 nci) sayısında yayınlanmıştır. İlgili dergiye http://golgedergi.blogspot.com/2012/04/golge-e-dergi-nisan-say-55.html den veya http://www.mediafire.com/?p8lyym82k058dw7  sayfalarından ulaşabilirsiniz.Flash programında ve kaydetmeden okumak için http://issuu.com/golgedergi/docs/g_lge_e-dergi_nisan_sayi_55 adresine gidebilirsiniz.

1 yorum: