13 Nisan 2012 Cuma

EZBER BOZAN BİR BELGESEL: MOON RISING (İnceleme)


    Gökyüzündeki Ay’ı nasıl bilirsiniz? Kendi halinde, insanlık tarafından keşfi tamamlanmış, gri tonlarında ve ıssız bir yer olarak mı? Bu konuda emin misiniz? Bu yazıyı okuyup, bahsedeceğim belgeseli de izledikten sonra belki bu ezberinizi bir kez daha gözden geçirebilirsiniz. Bu sıra dışı belgeselin ismi “Moon Rising”, Türkçe’ye Yükselen Ay, Ay’ın Yükselişi veya Ay’ın Doğuşu şekillerinde de çevirebiliriz. 2009 yapımı belgeseli Jose Escamilla hazırlayıp yönetmiş. Söz konusu belgesel, “UFO- The Greatest Story Ever Denied Part-2” (UFO- Hep İnkar Edilen En Büyük Öykü Bölüm-2) olarak da tanınıyor.


 
    
    Ay, insanlık tarihi boyunca bilim insanlarının, yazarların, araştırmacıların hatta gökyüzüne merakla bakan sayısız insanın ilgisini çekmiştir. Dünyamıza en yakın ve bu nedenle de en büyük gök cismi olmasında elbette bunun payı büyüktür. Edebiyattan müziğe, çizgi romandan filmlere kadar pek çok sektörün ilham kaynağı olan; özellikle bilimkurguda H.G. Wells’ten Isaac Asimov’a, Edgar Allan Poe’dan Arthur C. Clarke’a kadar birçok yazara da ilham olan ay, bu dönemlerde nedense pek revaçta değil artık. Belgesel de bu ilgisizliğin nedeninin kasıtlı olduğunu ve ay üzerindeki gerçeklerin örtbas edilmeye çalışıldığını iddia ediyor. Bu iddiasını da yüksek çözünürlüklü fotoğraf ve filmlere, bazı uzman görüşlerine dayandırarak ispat etmeye çalışıyor. Bilindiği üzere ay, sadece dünyanın etrafında dönmekte, fakat kendi etrafında dönmemektedir. Bu nedenle de biz ayın sadece tek bir yüzünü görür, diğer arka yüzünü göremeyiz. Söz konusu iddiaların çoğu da, bizim bakış açımıza göre ayın karanlıkta kalan diğer tarafıyla ilgili.
   1994 yılında özel bir araştırma projesi kapsamında ayın yüksek çözünürlüklü olarak fotoğraflanması amaçlanıyor ve 1.8 milyon fotoğrafı elde ediliyor. Bu fotoğrafların bir kısmı da halka açılıyor. Clementine Lunar Image Browser 1.5 sürümlü programda sunulan bazı fotoğraflar birtakım gariplikler taşıyor ki dikkatli gözler bunları tespit edip o dönemde sorgulamaya başlıyorlar. Bu fotoğraflarda bazı bölümlerin üstünün “flu” olarak kapatıldığı ve belirsiz hale getirildiği görülüyor. Daha sonra sorgulamalar ortaya çıkınca bu şüpheli kısımlar tamamen rötuşlanmış ve silinmiş olarak NASA tarafından yeniden servis ediliyor. Bu yapılırken
de söz konusu programın 1.5 isimli sürümü tamamen kaldırılıp Clementine Lunar Image Browser 2.0 isimli halen internette olan sürümü konuluyor. Belgesel de bu manalı değişikliği sorguluyor. Silinen tüm bu yerlerde neler vardı?



Belgeselde bahsedilen ilginç iddialardan birisi de ayın bildiğimiz gibi gri olmayıp renkli kısımlarının olduğunu söylemesi. Bu iddia, kamuya servis edilen siyah beyaz fotoğrafların renklendirilmesi sonucunda bize sunuluyor. Tıpkı siyah beyaz filmlerin yıllar sonra taşıdığı gri tonlarına göre renklendirilmesi gibi. Hatta kimi elde edilen orijinal fotoğraflarda da bu durum görülebiliyor. Mavi, yeşil hatta daha çok turkuaz diyebileceğimiz renkte olan ve daha çok ayın kraterlerinin merkezlerinde gözüken kısımlar dikkati çekiyor. Ay yüzeyindeki bu renkli kısımların UFO’larla ilişkisi olduğu da diğer bir iddia konusu. Belgeselde sıralanan garipliklerden diğer birkaçını sıralarsak; Aya gidişlerde arka planda gözüken ayın atmosferinin hep siyah olarak fotoğraflarda gözükmesi, hiçbir yıldızın yer almaması da diğer bir gariplik olarak belirtiliyor. Ay yüzeyinde açıkça kule türü yapıların olduğu da ilk orijinal sürümdeki fotoğraflardan görülebiliyor. Rötuşlanan fotoğraflarda yapılan kimi photoshop hataları da belgeselde gözükmekte. Hubble teleskopunun, çok güçlü olmasına rağmen aya ait fotoğraflama yapmaması bu konuda mantıklı bir neden gösterilememesi de şüpheleri artıran diğer bir konu. Hatta aya insanlı uçuşlardan uzun bir süredir vazgeçilip sadece insansız uçuşlarla araştırmalara devam edilmesine belgeselde dikkat çekiliyor.

 
      Belgeselde başta NASA olmak üzere birçok söz sahibi kurumun ay ile ilgili bizim bilmemizi istemedikleri, gerçekleri kasıtlı olarak örtbas ettikleri birçok uzman kişi tarafından iddia ediliyor. Belgeseli izlemek isterseniz internette Google arama motorundan aratarak başta Youtube sitesi olmak üzere diğer birçok siteden online olarak izleyebilirsiniz. İngilizce bilmeyenler için maalesef belgeselin Türkçe seslendirme veya altyazılı seçeneği gördüğüm kadarıyla bulunmuyor. Bu arada sinemalarımızda gösterim şansı bulamayan 2011 yapımı “Apollo 18” isimli filmin de bu iddiaya benzer şeyleri pek doyurucu olmasa da film olarak gösterdiğini, aya giden astronotların orada görüp yaşadıkları bazı şeylerle ilgili bir film olduğunu da hatırlatalım.(Filmin fragmanı burada).


NOT: Yukarıdaki incelemem, ilk olarak Gölge e-Dergi'nin Mart-2012 (54 ncü) sayısında yayınlanmıştır. İlgili dergiye, bilgisayarınıza (.pdf) kaydedip sonra okumak için http://www.mediafire.com/?m97wgdn76s0lp2s  sayfasından ulaşabilirsiniz. Flash programında, e-dergiyi kaydetmeden online olarak okumak için http://issuu.com/golgedergi/docs/g_lge_e-dergi_mart_2012_say__54 adresine gidebilirsiniz.

 MERAKLISI İÇİN İLGİLİ BAZI LİNKLER:

Moon Rising Belgeselini izlemek için aşağıdaki video linkine tıklayınız. (Tam ekran görüntüsü için Youtube ismi üzerine tıklayınız)






Belgeselin sitesi burada.

9 parça halindeki belgeselin başka bir izleme kaynağı burada.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder