4 Mart 2012 Pazar

JEREMIAH JOHNSON ve KEN PARKER (İnceleme)

               EDEBİYATTAN SİNEMAYA UYARLAMALAR–4

       Bu ay bir zincirleme uyarlamadan bahsedeceğiz. Çok nadir görülen bir uyarlama biçimi olarak, bir filmden “ilham alınarak” bir çizgi roman serisinin oluşturulmasını inceleyeceğiz. Filmimiz 1972 yapımı Jeremiah Johnson. Bu filmden kısmen uyarlanan çizgi romanımız ise Ken Parker. Zincirleme uyarlama dememizin nedeni ise, ülkemizde pek kimsenin bilmediği veya en azından yazılıp bahsedilmediği, benim de yabancı sitelerde yaptığım araştırmalar sırasında öğrendiğim bir husus olarak Jeremiah Johnson filminin de gerçek olaylara dayalı iki kitaptan filme uyarlanmış olması. Yani süreç olarak önce Amerika’da gerçekten yaşanmış bir olay ve buna dayalı olarak yazılmış iki kitap var. Sonra bu kitaplara kısmen dayalı olarak yapılmış bir film; daha sonra da filmden ilham almış efsanevi bir çizgi roman söz konusu. Ken Parker çizgi romanının oluşturulma öyküsüne başlayalım:

 
GERÇEK BİR OLAY VE BİR ANTİ-WESTERN FİLMİ: JEREMİAH JOHNSON
    
       İki kitaptan bahsedeceğiz: İkisi de Amerika’nın 19 ncu yüzyılda vahşi Batı’da yaşamış iki tarihi karakterinden bahsediyor. İlk kitap Raymond W.Thorp ve Robert Bunker tarafından yazılmış olan “Crow Killer_ The Saga of Liver Eating John” (Crow Katili- Karaciğer Yiyen John’un Efsanesi).1824-1900 yılları arasında yaşamış olan ve “Karaciğer Yiyen Johnson”  olarak da bilinen John Johnson’un hayatından bahsediyor bu kitap. Ciğerden kastedilenin Crow (kabilesi) kızılderililerine ait insan karaciğeri olduğunu da parantez içinde söyleyelim. Sıra dışı bir kişi olan John Johnson, çiftçi, avcı, iz sürücü, rehber, altın arayıcısı ve daha birçok mesleğe sahip. Doğruluğu hala tartışılan bir efsaneye göre eşi ve çocuğu Kızılderililer tarafından öldürülen Johnson intikamını öldürdüğü Kızılderililerin ciğerini yiyerek almış. Diğer kitap ise Vardis Fisher tarafından yazılan “Mountain Man” (Dağ Adamı). Bu roman da benzer şekilde tarihi bazı gerçeklere kısmen dayandığı söyleniyor. Bir Kızılderili ile evlenen fakat eşi Kızılderililer tarafından öldürülen Sam Minard isimli bir dağ adamının öyküsünü sunuyor. Bu kitaplar ise yönetmen Sydney Pollack’ın 1972 yılında “Jeremiah Johnson” filmine kaynaklık edip ilham aldığı iki film oluyor. Filmin başlangıç jeneriğinde de filmin bu iki kitaba dayandırıldığı belirtiliyor zaten.


 
     Jeremiah Johnson filmi bir dağ adamı olmak isteyen Johnson’un Rocky dağlarına gitmesiyle başlıyor. Dağda yaşamanın zorluklarını yaşayıp öğrenen Johnson, kendisi gibi bir dağ adamından bazı tecrübeler de ediniyor. Avlanmada, silah kullanmada, doğa koşullarına uymada yetkin bir hale geliyor. Bu arada bazı kızılderililerle karşılaşıp dostluklar da kuruyor. Elbette karşılaştığı tüm Kızılderililer onun dostu olmuyor. Film, yaşanan olayları bazen mizahi bazen de dramatik olarak dile getiriyor. (IMDB Notu: 7.5)  (Filmin fragmanı için buraya veya alttaki fotoğrafın üstüne tıklayınız)

   
ÇİZGİ ROMANDA BİR BAŞYAPIT VE BİR ANTİ-KAHRAMAN: KEN PARKER

   Yönetmen Sydney Pollack’ın çektiği “Jeremiah Johnson” filmi özellikle İtalyan yazar Berardi’nin dikkatini ve ilgisini çekmiş ve bu anti-western filmini kendi yazacağı bir çizgi romanda kullanmayı istemiştir. Filmin, westerne değişik bir bakış açısıyla bilindik kalıplardan farklı bir yol çizmesi, Berardi’nin de benzer şekilde farklı bir western çizgi roman eseri ortaya koyma isteğini adeta kamçılamıştır.Bu konuda da yanına çizer Milazzo’yu alarak birlikte çalışmalara başlamışlar. Çizgi roman kahramanının ismini de bu nedenle filme benzer bir adla Jedediah Baker koymak istemişler fakat bu ismin tutmama ihtimali baskın çıktığı için bu isimden vazgeçilerek Ken Parker ismi tercih edilmiştir.
Ken Parker, yaratıcıları ile birlikte: Çizer Ivo Milazzo ve Yazarı Giancarlo Berardi

       Aynı Jeremiah Johnson filminde olduğu gibi, olağanüstü bir kahramanı olmayan hatta serüvenlere bazen sonradan katılan Ken Parker’ı yaratmışlardır. İlk olarak 1977 yılında seri halinde yayınlanmaya başlayan seri, 70’lerin sonları ile 80’li ve 90’lı yıllarda İtalya’da takip edilen ve tutulan bir seri olmuştur. Ülkemizde 1982 yılında Tay Yayınları tarafından yayın sırası gözetilmeden dağınık ve eksik olarak yayınlanmıştır. Yayında ilk seçilen serüvenler Alaska bölgesinde geçtiği için seriye Ken Parker değil, “Alaska” ismi konmuş ve yıllarca bu şekilde anılmıştır.
          Jeremiah Johnson filminde oynayan aktör Robert Redford’un fiziksel görünümü ile kostümü, çizgi roman dizisi Ken Parker’a benzer şekilde ilham ve çıkış kaynağı olmuştur. Çizgi romanın ilk maceralarında, aynı filmde olduğu gibi çizgi roman kahramanı sakallıdır. İkinci macerada ise sakallı kahramanların İtalya’da hem pek tutmaması ve hem de çok estetik gözükmemesinden dolayı sakal _ senaryo gereği zorunlu olan bazı maceralar dışında_ kullanılmaz. Çizgi roman serisinin daha da ilerleyen  bölümlerinde artık çizer Milazzo’nun çizgi stili oturmuştur ve Ken Parker artık aktör Robert Redford’a çok benzemiyordur. Burnu daha kemerli biçimde ve birazcık daha yaşlı görünümdedir. Fakat serinin diğer çizerlerinden olan ve taramalı-gölgeli çizimleriyle ünlü çizer Giorgio Trevisan ise buna uymamış, serinin başlangıcındaki R.Redford benzeri “Ken” i çizmeye devam etmiştir.  

 
     Ülkemizde Ken Parker’da ciddi ve kaliteli yayın anlayışı, Temmuz 2000 yılında Parantez Yayınları ile başlar. Hakan Şaşmaz ve Murat Mıhçıoğlu sayesinde seriye hak ettiği değer verilmeye başlanır. Ekonomik nedenlerden dolayı seri düzenli yayınlanamasa da kaliteden taviz verilmeden yayın halen günümüzde sürmektedir. Rodeo Yayıncılık’ın yayın hakkına sahip olduğu “Serie Oro” nun (Altın Seri) bitirilmesini müteakip büyük bir ihtimalle büyük albüm boyutundaki “Özel Seri”nin yayını, kaldığı 8 nci sayıdan itibaren devam edecek gözükmektedir.
        Çizgi romanın başarısında Berardi’nin film senaryolarını aratmayan usta işi senaryoları önemli pay sahibidir. Esas çizer Milazzo’nun yanı sıra G. Trevisan, G. Parlov, P. Frisenda gibi usta çizerler de diğer önemli paya sahiptir. Her bir Ken Parker albümü diğer fumettilerden daha fazla bir oluşturulma zamanı aldığı için hatta çoğunlukla iyi bir satış grafiği çizmesine rağmen İtalyan fumetti okuyucularına her ay ulaştırılamadığı için sonuçta alınan karar sonucu diziye son verilmek zorunda kalınmıştır.   
         Günümüzde, bu kaliteli çizgi roman serisinin yaratıcıları olan iki isme, Berardi ve Milazzo’ya zaman zaman sorulan soru aynıdır: “Ken Parker”a dönüp devam etmeyi düşünmüyor musunuz?” Her iki usta sanatçı da bu soruya kesin olarak ne evet, ne de hayır demeden başka isim ve türlerde eser vermeye devam etmektedirler. Berardi halen İtalya’da Julia çizgi romanının senaryo yazarlığını yapmakta; Milazzo ise Magico Vento (Büyülü Rüzgar) çizgi romanı ile diğer çizgi roman albümlerini çizmeye devam ediyor. Bu serinin Amerika’da yayınlanmamış olması, belki de şanssızlığıdır. Elbette Amerikan halkının beğenisinden uzak, süper kahramana dayalı olmayan bir eserdir. Şanssızlığı, daha geniş kitlelere ulaşması ve daha önemlisi en azından bir filme uyarlanması mümkün olabilirdi. Hatta R. Redford bu kez Jeremiah Johnson olarak değil, Ken Parker olarak oynayabilirdi. Kim bilir, dijital teknolojinin sinemada daha da gelişmesiyle “sanal” bir R.Redford’u böylesi bir uyarlamada önümüzdeki yıllarda belki görebiliriz.  
 
KEN PARKER KİMDİR?
      Tam ismiyle söylersek Kenneth Parker, bir anti kahramandır. Yaşadığı serüvenlerde kahraman olmak için de çabalamaz. Zaten olağanüstü güçleri de yoktur. Değişik işlerde çalışır. Bazen avcılık ile bazen iz sürme ve rehberlik gibi işlerde çalışır. Etik değerlere önem verir. Zarar göreceğini bile bile güçlünün ve “kendi kazancı”nın peşinden gitmez; zayıf da olsa “doğru” olanın yanındadır. Dayak yediği, canını zor kurtardığı, keskin nişancı olmasına rağmen attığını vuramadığı durumlar da olur. Yaşadığı serüvenlerinde baskın unsur, “insan olmak” için gerektiğinde sıradan, basit, olabildiğince dürüst ve adil olmak yeterlidir. Bu yol için bazı bedeller ödemek şartıyla...
       

    Sadece mecbur kaldığında öldürür. Silahı tek atımlık Kentucky marka, uzun namlulu önden doldurmalı bir av silahıdır. Aynı gerçek hayatta karşılaşılabildiği gibi mücadelelerle, karşıtlıklarla, hayal kırıklıkları ve küçük mutluluklarla serüvenlerini yaşar. Tüm bu özellikleriyle Ken Parker, modern, gerçeğe en yakın, derinlikli bir karakterdir. Çoğu zaman sıradan olması, diğer western kahramanları gibi hamasi konuşup davranmaması okuyucu ile daha sıcak ve yakın bir bağ kurmasını sağlar. Elbette Berardi gibi bir yazarın bu çizgi roman kahramanını yıllar içinde kendi kafasında çok iyi bir işçilikle “idealize” etmesi, bunu çok iyi senaryolarla desteklemesi, bu başarıda en önemli etkendir.


ROBERT REDFORD KİMDİR:
Jeremiah Johnson filminin başrol oyuncusu ve Ken Parker çizgi romanının model alınan kişisi olan Robert Redford, 1936 yılı California-USA doğumludur. Amerikan Akademisi Dramatik Sanatlar mezunu sanatçı televizyon ve sinemada irili ufaklı birçok rolde oynadıktan sonra 1969 yapımı “Butch Cassidy and Sundance Kid” isimli ayrıksı western filmi ile şöhret elde etmeye başlamıştır. Belirgin olarak iki tür filmde; dram- romantizm filmleri ile özellikle “düzene ve sisteme karşı gelen kahraman” filmlerinde büyük başarı elde etmiştir.  Dramatik ve romantik filmleri olarak The Way We Were, Out Of Africa, The Horse Whisperer sayılabilir.
       Sistem karşıtı filmleri ise daha fazla ve daha akılda kalıcıdır. Akbabanın Üç Günü (Three Days Of Condor), Başkanın Bütün Adamları (All The Prisedent’s Men), Brubaker, Spy Game, Sneakers filmleri en bilinenleridir. Aktörlüğünün yanı sıra yönetmenlik, yapımcılık işlerini de yapan sanatçı, Hollywood’un bir tekel olmasına karşı kurulan ve bağımsız filmlerin yarıştığı Sundance Film Festivalinin de kurucusudur. Yalın bir yüz ve ifadeye sahip sanatçı, yeteneği ve başarıları ile Hollywood’un en karizmatik aktörlerindendir. Oscar ödülü de dahil olmak üzere birçok ödülün de sahibi olan 75 yaşındaki sanatçı, iki kez evlenmiştir. En son olarak, kendisinin oynayıp yönetmenliğini de yaptığı Lambs For Lions filminde 2010 yılında gözükmüştür.

 
ANTİ WESTERN KAVRAMI ÜZERİNE:
         Geleneksel veya klasik westernleri biliriz. Filmin kahramanı “İyi bir insan”dır. Bu iyiye karşılık bir de kötü/kötüler vardır. Bunlar kahramana ve hatta yakın çevresine zarar verirler veya vermeye çalışırlar. Kötüler bazen “Kızılderili” de olabilir. Özellikle 60’ların sonlarında ve 70’li yıllarda biraz daha fazla görmeye başladığımız anti westernler farklı ve özgündür. “Modern western” veya “revizyonist western” de denen bu western türünde hemen her şey olabilir. Olaylar daha özgün ve farklı gelişebilir. Kızılderililer iyi, beyazlar kötü de olabilir. İnsanlar sadece beyaz ve siyah değil; grinin tonlarındadır. Bazı tarihi gerçekler de filmin içinde yer alabilir. Örneğin Soldier Blue filminde Amerikan ordusunun Cheyenne Kızılderili kabilesine vahşi bir katliam yapması, bir anlamda Amerika’nın kendi karanlık tarihiyle yüzleşmesi filmin içinde tüm çarpıcılığıyla gösterilir. Ya da Jeremiah Johnson filminin de tarihi bir kişilik olan “Karaciğer Yiyen Johnson” karakterine dayanmış olması da bu kapsamdadır. Bu nedenlerle modern westernler daha gerçekçi ve seyircisini daha çok şaşırtan konumdadır.  
         
 BAZI SEÇENEKLER VE SON SÖZ:
 
Güzel vakit geçirebileceğiniz bazı seçenekler şunlar olabilir:
 Kahramanlık mitosunu yerle bir eden ve klasik westerne alternatif olabilecek aşağıdaki bazı “anti-western filmleri”ni seyredebilirsiniz: Soldier Blue (1970), The Little Big Man (1970), Butch Cassidy and Sundance Kid (1969), Jeremiah Johnson (1972), High Noon (1952), Dances With Wolves (1990), Unforgiven (1992).


Robert Redford un en iyi filmlerinden olan All The President’s Men (Başkanın Bütün Adamları), Three Days Of Condor (Akbabanın Üç Günü), Brubaker filmlerini seyredebilirsiniz. Özellikle Akbabanın Üç Günü filmiyle ilgili olarak yazar Sadık Yemni’nin yazdığı aşağıdaki linkte yer alan rafine bir incelemeyi de okumanızı tavsiye ederim.      
Ayrıca filmi seyrettikten sonra Wikileaks sitesinin sahibi Julian Assange’a günümüzde “yaşatılan” deneyimler belki sizi düşündürebilir.
 Ken Parker çizgi roman albümlerini okumaya başlayabilirsiniz. Çizgi romanda bir klasik olmuş bu albümleri okuduktan sonra başka çizgi romanları kolay kolay beğenmeyeceğinizi söyleyebilirim. Çizgi roman okurları tarafından çok beğenilmiş olan köpek severlerin çok beğeneceği “Lilly ve Avcı”, “Norma’nın Prensi”, Jeremiah Johnson filmiyle bazı benzerlikler de taşıyan “Chemako” gibi bazı albümleri en azından okumanızı tavsiye ederim.

 
   Amerika’nın “Vahşi Batı” tarihinde yaşanan sıra dışı olaylar, iki kitaba konu olduktan sonra geleneksel kalıplar dışında sıra dışı bir filme ve yine sıra dışı bir çizgi romana yol açıyorlar. Ken Parker karakteri, elbette yoğrulup idealize edildikten sonra bu şekilde doğuyor. Sözü bitirirken, çizgi romanda anti westernin bu ayrıksı, duygulu, özgür ruhlu ve idealist adamı Ken Parker ile henüz tanışmadıysanız tanışmanızı tavsiye ederim.
Çizer Milazzo'nun Türk okurlar için çizdiği Ken Parker  

MERAKLISI İÇİN KONU İLE İLGİLİ DİĞER LİNKLER:
Vikipedi Sitesinde Ken Parker burada
İtalya’da basılan Ken Parker albümleri burada.

NOT: Yukarıdaki incelemem, ilk olarak Gölge e-Dergi'nin Temmuz 2011 (46 ncı) sayısında yayınlanmıştır. İlgili dergiye http://golgedergi.blogspot.com/2011/07/golge-e-dergi-temmuz-2011-say-46_01.html veya  http://www.mediafire.com/?8u4j94okx7a4h34  sayfalarından ulaşabilirsiniz. Flash programında ve bilgisayara kaydetmeden (online olarak) okumak için
 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder