Tüm Sevgililere ve Sevgililerini
Bekleyenlere…
Bil ki, sevgi makamı çok şerefli bir
makamdır.
Gene bil ki, sevgi, varoluşun aslı
demektir.
Muhyiddin Arabi
Haberci melekler, “Ruh”un yanına geldiklerinde onu selamladılar ve Baş Meleğin huzuruna çıkma müjdesini ona verdiler. “Ruh”, coşkuyla
parıldadı. İçindeki coşku arttıkça taşıdığı ve yaydığı ışık da arttı. Ruh,
haberci meleklerden birine “O “da geliyor değil mi?” diye sordu. Haberci
melek bu soruyu olumladı ve şimdi bu müjdeli haberi ona da birlikte götüreceklerini
söyledi.
Haberci melekler ve “Ruh”, diğer “Ruh“un yanına gittiklerinde o sanki onların
geleceğini biliyor gibi bekliyordu. Onların gelişini görünce coşkuyla
parıldadı. Ruh, Onu
görünce ne kadar şanslı olduğunu bir kez daha bildi ve Yaradan’a şükretti. “Öteki
Ruh “ da aynısını yaptı. İkisinden parlayan ışıklar birden etrafı
kapladı ve ikisini de içine alan büyük bir ışığa dönüştü.
Birbirlerini tanıyan ve birbirlerine
sevgiyle bağlı olan bu iki ruh un ışığını
gören diğer melekler coşku içinde bir melodi söylemeye başladılar. Çok sık
görülmeyen böylesi durumlarda söylenen bu tatlı melodi, yüksek sevgi birlikteliğini
kutsamak ve Yaradan’ı anıp şükretmek adına söylenirdi. Haberci melekler bu
melodiye katılmadılar, fakat bu iki ruhun önünde saygıyla eğilip yola devam
ettiler.
Haberci melekler refakatindeki iki ruh, her ruhun tekamüllerinin bir aşamasında
gelmek isteyecekleri ve üstlenecekleri görevlere göre BaşMeleklerden en az biri
tarafından görüşme ile onurlandırıldıkları semanın yüksek katlarından bir yere yükselerek
geldiler. Refakatçi melekler onları selamlayıp ayrılırken daha yüksek semalardan
hızla hareket ederek gelen ve yaklaştıkça büyüyüp semayı kaplayan muhteşem bir
Nur gördüler. Tek ışık bedendeki iki ruh, bu muhteşemliğin altında ne
yapacaklarını bilemediler. Dünya gözüyle bakılması mümkün olmayan bu Nurlu
ışığa minnet ve biraz da korkuyla bakıp Yaradanın ismini andılar. Sonra da
şükürlerini ard arda sıraladılar.
Muhteşem
güzellikteki ve görkemdeki bu Nur topluluğun başında koyu parlak mavi renkli
büyük bir Nur, arkasında da sayısız melek ordusu vardı. Baş Melek, bu iki ruhun
dayanabilmesi için ışığını ve gücünü azalttı ve onların yanına indi.
Çok berrak
ve güçlü, ama sevecen sesiyle “Sevgililer, Sizi
selamlıyorum” dedi.
“Selam, Sizin
üzerinize olsun” dedi iki ruh.
BaşMeleğin ruhlara güven ve huzur veren ışığı,
her iki ruhun daha çok sevinç ve güvenle parıldamasını sağladı. Koyu mavi
renkli aurası Baş Meleği çevreliyor ve çok uzağına kadar yayılıyordu.
“Sevgililer, size
müjdeli haberi vermek için buraya çağırdım. Yaradan, sizin de dahil olduğunuz bir
grup ışık işçisinin yaşam planlarını onayladı. Dünyaya planlandığı gibi
gideceksiniz.”
Her iki ruh, Yaradan’ın
kendilerini seçmiş olduğundan dolayı sevinçlerinden, parıldamalarında
gelebilecekleri son sınıra kadar geldiler. Artık sadece uzaktan değil; yakından
da sanki tek bir ruh imiş gibi gözüküyorlar ve büyük, parlak tek bir ışık
olarak parıldıyorlardı.
“Benim ekibime
dahil olmuş olmanızdan dolayı şeref duyuyorum Sevgililer.”
“O şeref bize ait”
dedi Ruh. “Böylesi
bir ayrıcalığa sahip olmak, hem benim, hem diğer yarımın ortak özlemimizdi”
dedi diğer Ruh.
“Dünyanın ihtiyaç
duyduğu bir zamanda size ve ışığınıza ihtiyacımız olacak. Tıpkı diğer ışık
işçilerine ihtiyacımız olduğu gibi”
“Eğitimimiz
devam ediyor, bunun sonunda hazır olacağız Sevgili BaşMelek”
dedi iki ruh ortak bir sesle.
“Sevgililer,
planlarınız gereği_diğer tüm Işık İşçilerinin planlarında da olduğu gibi_ önce kendi ışıklarınızı, frekanslarınızı
yükseltmeniz gerekecek. Bedenleneceğiniz zamanda karanlık tarafın gücünü kırmak, önemli bir çaba gerektirecek. Kılıktan kılığa
giren karanlık tarafı zamanla daha iyi tanıyacak ve neler yapacağınızı bileceksiniz."
“Sevgililer, şimdi çok özel bir an geldi. Size
Yaradan’ın gönderdiği özel hediyenizi burada vermekten şeref duyuyorum.”
O sırada melek ordusundan
bir melek, taşıdığı zümrüt yeşili renkte parıldayan bir küreyi Baş Meleğe uzattı.
Baş Melek, olağanüstü güzellikteki şeffaf küreyi hemen önüne koydu, taşıdığı muhteşem
Doğruluk Kılıcını çıkardı ve kesin bir hamleyle küreyi ikiye böldü.
Benim dünyadaki kızım
ve oğlum ! Yaradan’ımızın size lütfettiği bu armağanı sizin Tanrısal özünüz
içerisine yine O’nun izniyle yerleştiriyorum. Bu İlahi Yarımlar, sizin
birbirinizi tanımanızı kolaylaştıracak. Fakat, bundan çok daha ötesi sizlerin
nadir görülen yüksek seviyedeki bir aşkla birbirinize bağlanmanızı, çok
ötelerinize yüksek sevgi frekansları göndermenizi, yaşantınızda birçok insana
da örnek olmanızı kolaylaştıracak.
Baş Melek, iki ufak şeffaf yarımküreyi her İki Ruhun
Öz’lerine yerleştirdi. Daha önce pembe-turuncu renkleriyle etraflarını
aydınlatan İkiRuh, artık bu renklerden çok, parlak
zümrüt yeşili bir renkle parıldıyor ve bu renk çok daha fazla alana
yayılıyordu. O sırada semadaki melek ordusundan koro halinde olağanüstü
güzellikte bir melodi duyulmaya başlandı. Bu şekilde Melekler, Rabb’i şükranla
anıyor ve Sevgilileri
onurlandırıyorlardı. Bu melodi, eğer
dünyadan duyulabilseydi; insanlarda sevinç gözyaşları ile başlayıp yüksek coşkuya
ve sonra da İlahi vecd haline neden olacak yüksek duyguları yaratırdı.
“Sevgililer,
bırakalım bir süre daha sema, sizin onurunuza söylenen şarkıyla yankılansın ve
Ruhlar Alemi de bu çoşkuyu paylaşsın. Bilin ki, dünyada kabuklarınızı kırmayı
başarıp gerçek özgürlüğe kavuştuğunuzda ve artık birbirinizi hakettiğinizde
Melekler sizin çevrenize yaydığınız bu muhteşem güzelliği görüp yine şarkılar
söylemeye devam edecekler.”
“Sevgili
Baş Melek, dünyadaki planımızı layıkıyla başarabilmemiz için bizim nelere
dikkat etmemiz gerekir?” dedi İkiRuh.
“Sevgililer!
Bizler, ancak Sizler dünyada istediğiniz zaman Size yardım edebiliriz. İnsanın
üstünde yük olan egoya ait kabuklarını kırması ve bir sonraki basamağa
yükselebilmesi, büyük çoğunlukla yaşadığı olaylar karşısında, bunlara
gösterdiği uygun davranış ve tepkilerle mümkün olabilmekte. Tekamülün üst
aşamalarında içinde affetmeyi, empatiyi de barındıran koşulsuz sevgi deneyimleri insanlara yaşatılır.
Birçok durumda da insanlar birbirine aynalık yaparlar. Yakınlarınız da dahil
olmak üzere Size ayna görevi yapan veya Sizi kızdıran insanlara bakış açınızı
değiştirmeniz umulur.
“Peki, bu
kabuklardan arındığımızda bize verilen İlahiYarımlar nasıl çalışacak?” diye
sordu İkiRuh.
“Kabuklarınızdan tamamıyla
kurtulmadığınız zamanlarda da çalışacak Sevgililer. Öyle ki, tanışıp ara sıra yan
yana gelmeye başladıktan bir süre sonra; birbirinize fazla yaklaşmasanız dahi
birbirinize çok iyi ve uyumlu hale geldiğinizi çoğunlukla fark edeceksiniz.
Fakat bu, sizin gerçek kavuşum zamanı ve sonrasının yanında çok düşük kalacak. İkiniz
de yüksek titreşimli frekanslara ulaştığınızda gerçek birlikteliğiniz
başlayacak ve yaşamınızda olağanüstü güzellikler ve durumlar başlayacak. Bu
arada, kazanacağınız çekiciliği, düşünce bazında dahi olsa salt kendi
çıkarınıza ve beklentilerinize kullanmamanız, sadece ikinizin kurduğu ortak yaşama
ve bütünün hayrına kullanmanız umulur. Uyumlu birliktelik için Size doğru çekilen
insanların Sizin muhteşem enerjinizi kullanmamasına veya bozmamasına da dikkat
etmeniz umulur.
“Sevgili Baş
Melek, önce Yaradanımıza şükrediyoruz, sonra Size ve ekibinize müteşekkir
olduğumuzu belirtiyoruz. Yaradan Sizden razı olsun”. dedi
İkiRuh büyük bir sevinçle.
Şimdi
gidebilirsiniz Sevgililer. Unutmayın Biz
Bir Ekibiz. Dünyada ne zaman isterseniz beni ismimle çağırabilirsiniz. Dünyaya
gidin, birbirinizi bulun. Fakat daha önemlisi ikiniz de üstünüzdeki kabukları
kırıp Tanrısal Özlerinizi ortaya çıkarın ki, gerçek sevgiyle ve aşkla birbirine
bağlanan ruhların neler yapabileceğini herkese gösterin…
Tek bedendeki İkiRuh, Ruhlar
Alemi’ne refakatçi yüzlerce melek eşliğinde
dönerken; göklerde o harika melodi Melekler Ordusu tarafından mırıldanıyor ve melodi
semadan semaya yankılanıyordu…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder