Başkalarının zihnindekileri okumak ister miydiniz? Kimler, neler düşünüyor, neler hissediyor bilmek ister miydiniz? Böylesi bir yeteneği “gerçekten” ister miydiniz? Peki, böylesi sıra dışı bir yetenek, sizin hayatınızı güzelleştirir miydi ve böylelikle daha mutlu olur muydunuz? Tüm bu sorulara “Evet” diyorsanız önce bu yazıyı, sonra da bu yazıda tanıtılan “İçeriden Ölmek” romanını okumanızı tavsiye ederim.
Son yıllarda okuduğum en ilginç, ironik
ve sürükleyici bir romandan bahsedeyim: İthaki Yayınlarının 2011 basımlı kitabı
“İçeriden Ölmek” (Dying Inside). Romanın yazarı ise bilimkurgu edebiyatının en
itibarlı ödülleri olarak kabul edilen Hugo ve Nebula ödüllerini birçok defa
kazanmış olan usta yazar Robert Silverberg. Roman, İthaki Yayınlarının “Başka Kitaplar”
başlığı altındaki seriden çıkmış. Bilimkurgu edebiyatında (Kitap içeriğinde
belirtilmese de) 1972 ve 1973 yıllarında birçok prestijli ödüllere aday olmuş,
fakat bunları kazanamamış; yine de bilimkurgu edebiyatındaki önemli listelere
adını yazdırmış önemli bir eser. (Bakınız: Yazı sonundaki “Romanın Başarıları”
bölümü)
Bu
romanı biraz gecikerek de olsa Türkçeye kazandıran İthaki Yayınları’na, yayına
ve baskıya hazırlayan Evrim Öncül’e, Şükrü Karakoç’a, çok iyi bir çeviri yapmış
olan Elif Ersavcı’ya, yabancı baskılarından daha güzel bir kapak illüstrasyonu
ve tasarımı yapmış olan Ethem Onur Bilgiç’e teşekkür ederek kitaba
geçelim:
Romanın
konusu, kendisinde sıra dışı bir yetenek olduğunu daha küçük yaşlarında iken
fark eden David Selig isimli bir adamın yaşadıkları ile ilgili. Bu sıra dışı
yetenek, insanların zihinlerine bakabilme ve bunları bilebilme gücü. Yani bir
anlamda telepatik bir güce sahip bir adamın yaşadıkları ile ilgili. Yalnız bu
telepatik güç tek taraflı çalışıyor. Karşılıklı zihinsel bir iletişim yok
burada. Tek taraflı bir zihin sondajı durumu diyebiliriz kısaca. (Telepati ile
ilgili özet ve güncel bilgiyi, yakında bu blogda okuyabilirsiniz).
David, bu yeteneği ile yıllarca geçimini
de sağlamıştır. Kolej öğrencilerinin zihinlerine göz atarak edebiyat ödevlerini
sanki kendileri yapmış gibi yazabilmekte, böylece edebiyat öğretmenlerinin bu
ödevleri gerçekten bu öğrenciler tarafından yapılmış gibi algılanmasını da
sağlamaktadır. Romanı okurken, dünya edebiyatı ile ilgili bazı bilgileri de
öğreniyorsunuz. Yalnız, bu yetenekle doğup büyüyen David Selig’i (kısaca Duv’u)
bekleyen bir sürpriz vardır. Orta
yaşlarına geldiğinde bu yeteneğinin yavaş yavaş kaybolduğunu fark etmektedir ve yaşamı artık eskisi gibi olmayacak gibi gözükmektedir.
yaşlarına geldiğinde bu yeteneğinin yavaş yavaş kaybolduğunu fark etmektedir ve yaşamı artık eskisi gibi olmayacak gibi gözükmektedir.
Bu yetenek, yaşamında ona çok şey
kazandırmış mıdır? Zihinleri okuyabilme, gerçekten de “istenecek” bir armağan
mıdır? Selig’in kırklı yaşlara geldikten sonra geriye dönüşlerle yaşadığı
geçmişteki hayatını öğrendiğimiz romanda, siz de ister istemez “Böyle bir
yetenek bende olsaydı acaba ne yapardım?” diye soruyorsunuz. Roman öyle
başarılı yazılmış ki, sanki siz de Selig’in sondaj yaptığı zihinlere adeta
dışarıdan bir ortak oluyorsunuz. Bakalım, romanı okuduktan sonra zihinleri
okuma düşüncesinin “çok harika bir şey” olduğunu düşünmeye devam edecek
misiniz? Bilimkurgudan da iyi edebi eserler çıkar dedirten, yer yer argolu ve çok
hınzır bir anlatımı olan bu eserin adı, yabancı ülkelerdeki bazı listelerde de “En
İyi Bilimkurgu Romanları” arasında da geçmekte. Romandaki özellikle telepati
konusu o derece inandırıcı yazılmıştır ki, yayınlandıktan sonra yazarına bu
romanın otobiyografik özellikler taşıyıp taşımadığı, gerçekten kendisinde böyle
bir yetenek olup olmadığı defalarca birçok kişi tarafından sorulmuştur. Yazar
da romandaki David Selig karakteri ile kendi arasında ortak olan entelektüel
bazı yetenekler ve büyüme koşulları dışında ortak noktalarının olmadığını ve telepatik bir yeteneğinin olmadığını
belirtmiştir. (Bakınız: İlgili haber, İngilizce olarak burada).
Yazar Robert Silverberg, 5 Ocak 1935
yılında doğmuş ve halen 77 yaşındadır. Daha 21 yaşında iken Hugo ödülünü
kazanmıştır. 1960’lı yıllarda bilimkurgu alanında daha fazla sayıda eserler
vermiş ve birçok ödüller kazanmış, İçeriden Ölmek (Dying Inside) romanını 1972
yılında, 37 yaşında iken yazmıştır.(Yazar Silverberg ile ilgili daha ayrıntılı
bilgiler burada.)
Bu romanı okuyup beğenirseniz, 1953
yılında Hugo Ödülünü kazanmış olan Alfred Bester’in “The Demolished Man” romanını
da benzer şekilde tavsiye ederim. Ülkemizde 1983 yılında Deniz Yayınları
tarafından Selma Mine çevirisiyle ve “24 ncü Yüzyılda Cinayet” ismiyle
yayınlanan bu roman; 1971 yılında Okat Yayınevi tarafından da “Anarşist”
ismiyle yayınlanmıştır. Romanda cinayet işlemenin mümkün olmadığı bir zamanda,
bunu önceden telepatik olarak algılayabilen 1 nci derece telepatlara (Esper’lere)
karşı zihnini kapatabilen bir katilin verdiği mücadeleyi takip ediyorsunuz. Ben,
özellikle Selma Mine çevirisiyle, ikinci el satan yerlerden veya internetten
“24 ncü Yüzyılda Cinayet” isimli ikinci baskısını tavsiye ederim. (Bu kitapla
ilgili bilgi burada)
Bu roman, daha sonra Altıkırkbeş Yayınları
tarafından 2000 yılında “Yıkıma Giden Adam” ismiyle de yayınlanmıştır.
BLOG NOTU: Romanın gerçekliğini ve başarısını sadece yazarda aramamak gerektiğinin ipucu, kitabın ilk sayfalarında esasen belirgindir. Yazarın kitabı ithaf ettiği ilk sayfada "B, T, C ve bana... Kı....zdan ter aktı" ifadesinde isimlerinin baş harfleriyle anılan yazar haricindeki kişiler acaba kimdir ve kitaba nasıl bir katkı yapmışlardır?
ROMANIN BAŞARILARI:
1972 Nebula Ödülü Adaylığı
1973 Hugo Ödülü Adaylığı
1973 Locus SF (Bilimkurgu) Ödülü Adaylığı
SF Masterworks (Bilimkurgu Şaheserleri Listesi)
Locus SF Best Novels of All-time (Locus'un Tüm Zamanların En İyi Bilimkurgu
Romanları Listesi)
MERAKLISI İÇİN İLGİLİ DİĞER
LİNKLER:
Kitabın
tanıtım ve satış linki burada.
Roman hakkında yeterli ve iyi bir fikir veren uzunca
bir “ön okuma” linki burada.
Behçet Çelik’in romanla ilgili yazdığı inceleme
burada. (Romandaki sürprizleri bozmamak için romanı okuyacaklara okumamalarını tavsiye
ediyorum.)
Yıkıma
Giden Adam (Demolished Man) Alfred Bester romanı’nın linki burada.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder