Geçenlerde okuduğum hoş bir
kitabı tanıtmak istiyorum: İngiliz yazar Mark Haddon’un yazdığı, kısa adıyla
“Süper İyi Günler” romanı. Kitabın alt başlığı ile tam adını yazacak olursam
“Süper İyi Günler ya da Christopher Boone’un Sıradışı Hayatı”. Romanın orijinal
ismi ise “The Curious Incident of the Dog in the Night Time”, kaba bir
çeviriyle “Köpeğin Gece Vaktindeki Tuhaf Olayı”.
Romanda 15 yaşında, otistik özellikleri
bulunan bir genci, kendi ağzından hem tanımaya başlıyor hem de yaşadığı
durumlara ortak oluyoruz. Babasıyla yaşayan Christopher, dünyayı biraz farklı
algılıyor, bu nedenle de kendi yaşıtlarından farklı bir dünyası var. Örneğin
sıradan romanları okumuyor, daha çok matematik ve bilim okuyor. Bir cinayet
romanı yazıyor. Kendi köpeğinin anlaşılmaz bir nedenle öldürüldüğünü gördükten
sonra, bir dedektif gibi köpeğinin katilini bulma sürecini yazmaya başlıyor. Genç
yazar Christopher, her ne kadar “Bu komik bir kitap olmayacak, Espri yapmasını
bilmiyorum…” diye belirtse de çok içten, sıcak, naif anlatımıyla bizi
gülümsetiyor, hatta yer yer kahkaha ile güldürüyor.
Kısaca romanın konusunu toparlayacak
olursak; Christopher Boone isimli otistik genç okulunda özellikle matematik
alanında oldukça başarılı bir öğrencidir. Bir gece vakti Wellington isimli
köpeğin tırmıkla öldürülmüş olduğunu görür ve köpeğin katilini bulmaya azmeder.
Kendi yaşayış tarzına ve durumuna uymayan durumlarla yüzleşir, bu arada
babasıyla da arası bozulmaya başlar. Yıllar önce kalp krizi geçirdiği için birden
ortadan yok olan annesine özlemi artmaya başlar. Fakat yaşam, direnen ve
mücadele edenlere hoş sürprizlerini yapacaktır.
“… Ben yalan söylemem. Annem
bunun iyi bir insan olmamdan kaynaklandığını söylerdi. Ama bunun nedeni iyi bir
insan olmam değil. Bunun nedeni yalan söyleyememem…
… Otobüsle okula giderken
peş peşe 4 kırmızı araba gördüm, bunun anlamı o günün İyi Bir Gün olacağıydı.
Bu yüzden Wellington için daha fazla üzülmemeye karar verdim. Okuldaki psikiyatrist
Bay Jeavons, bir keresinde bana neden peş peşe 4 kırmızı arabanın İyi Bir Gün, peş
peşe 3 kırmızı arabanın İyi Sayılabilir Bir Gün ve peş peşe 5 kırmızı arabanın
Süper İyi Bir Gün olduğunu ve neden peş peşe 4 sarı arabanın, kimseyle konuşmadığım,
tek başıma oturup kitap okuduğum ve öğlen yemeğimi yemediğim ve hiç risk
almadığım Kara Günlerden biri anlamına geldiğini sordu. Ayrıca oldukça mantıklı
biri olduğumu ve böyle pek de mantıklı olmayan bir şekilde düşündüğüm için çok
şaşırdığını söyledi. Her şeyin düzen içinde olmasından hoşlandığımı söyledim...
…Babam yumruğuyla masaya o
kadar şiddetli vurdu ki tabaklarla onun çatalı ve bıçağı zıpladı ve benim
jambon dilimim de brokoliye değdi, bu yüzden jambonu da brokoliyi de artık
yiyemeyecektim. Sonra bağırdı: “O adamın adı benim evimde bir daha anılmayacak.”
“Neden?” diye sordum. “O adam bir şeytan” dedi. “Bu, Wellington’u öldürmüş olabileceği
anlamına mı geliyor?” dedim. Babam ellerini kafasına koydu ve “Tanrım bana
yardım et” dedi…
Sonuç olarak, otizm gerçeği
ile ilgili hem bir şeyler öğrenmek, hem de güzel vakit geçirmek isterseniz “Süper
İyi Günler” romanı iyi bir seçim olacaktır. Tabii bulabilirseniz…
BLOG NOTU: Fotoğrafçı Diane
Arbus’un çektiği ve Notos Öykü Dergisi’nde yayınlanan “A Brooklyn Family”
isimli fotoğrafa bir öykü yazmamdan sonra ( fotoğraf ve öyküm burada) “Otizm ve
Otistik Çocuklar” ile ilgili daha geniş çaplı bir araştırma yapmaya
başlamıştım. İnternetten Mark Haddon’un ödüllü “Süper İyi Günler” isimli
romanının varlığını öğrendim ve kitabı edinmek istedim. Maalesef Türkiye İş Bankası Yayınları arasından Nisan 2004
yılında çıkan bu kitabın baskısı tükenmişti ve gerek kitapçılarda, gerekse
internet sitelerinde kitabı bulmak hiç kolay gözükmüyordu. Ben, ancak tanıdığım
bir sahafın yardımı sayesinde bu romanı edinebildim. T.İş Bankası Yayınları’nın
da tekrar baskı yapma niyeti yok gibi gözüktüğü için, eğer bir şekilde kitabı
bulursanız kaçırmayın ve okuyun derim.
MERAKLISI İÇİN İLGİLİ DİĞER LİNKLER:
Fotoğrafçı Diane Arbus’un “A
Brooklyn Family” isimli fotoğrafından esinlenerek yazdığım, otistik bir çocuğun
yaşadıkları ile ilgili kısa öyküm "Benim Gözümden" burada.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder