27 Ağustos 2012 Pazartesi

YÖRÜNGE ROMANI (The Gravity)(Tess GERRITSEN)


   
        Sadece yeni okumuş veya okumakta olduğum değil, geçmişte okuyup beğendiğim kitapları da burada tanıtıyorum. Üç yıl kadar önce arayıp zar zor bulabildiğim, okuduğumda da aradığıma değmiş dediğim bu kitap, Tess Gerritsen’in yazdığı, uzay istasyonunda geçen bir bilimkurgu gerilimi olan “Yörünge”, orijinal ismiyle “The Gravity” romanı. Eserin orijinal ismi, “Yerçekimi” olmasına rağmen kitap için “Yörünge” ismini koymak Bilge Kültür Sanat Yayınevi için daha uygun bir seçenek olmuş.
       Yörünge romanında olaylar okyanusun altı bin metre altında bir araştırma ile başlar. Burada olağanüstü ortamda bile yaşayabilen bir canlının varlığına okur olarak şahit oluruz. Daha sonra kontrol altındaki bir virüs, bilimsel bir araştırma amacıyla uzaya, Uluslararası Uzay İstasyonu’na gönderilir. Böylece, zorlu bir süreç, ölüm kalım mücadelesi de başlamış olur. Yerçekiminin olmadığı, ağırlıksız ortamdaki Uzay İstasyonunda yaşamak zaten çok kolay değilken, bir de kontrolden çıkmış olan bu virüsü bertaraf etmek, hem uzay ekibindekiler için, hem de NASA dahil olmak üzere dünyadaki uçuş kontrol ekibi için hiç kolay olmayacaktır.
    Yazar, romanında uzaya yolculuk yapıp dönmekle ve bir Uluslararası Uzay İstasyonu’nda yaşamakla ilgili önemli bilgileri bize işlediği konunun paralelinde naklediyor. Romanı bitirdiğimde yazarın bu romanı yazabilmek için sıkı bir araştırma yapmış olduğunu düşünmüştüm. Yazarın Kasım 2011’de İstanbul Kitap Fuarı’na imza günü için katıldığını gördüğümde yazarla tanışmak ve konuşmak istedim. “Çırak” isimli kitabını alıp “Yörünge (The Gravity) romanını okuyup çok beğendiğimi, bu roman için çok araştırma yapıp yapmadığını sorduğumda, haftalar boyu araştırma yaptığını, NASA da dahil olmak üzere bir çok bilimsel kuruma gittiğini belirtmişti. 
       Roman, salt teknik konularla dolu bir gerilim bilimkurgu romanı değil elbette. Yer yer duygusal olayların yaşandığı; sevgi, özlem, yaşamın değeri gibi konuları da başarıyla romanda barındıran güzel bir eser. Romanı, şu anda piyasada ikinci el de dahil olmak üzere bulmanız oldukça zor. Bu nedenle eğer bir şekilde bulursanız kaçırmayın derim. Bu arada romanın (üçüncü) yeni bir baskısı niçin

20 Ağustos 2012 Pazartesi

DOĞADAKİ SAĞLIK – AYHAN ERCAN (KİTAP)



   İçindeki bilgilerden çekilmiş fotoğraflarına kadar gayet güzel hazırlanmış bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Türkiye Aktarlar ve Baharatçılar Derneği Başkanı ve bir bitki uzmanı olan Ayhan Ercan’ın hazırladığı “Doğadaki Sağlık” isimli kitabını sizlere tanıtayım.
    “Doğadaki Sağlık 50 Mucize Bitki-100 Mucize Kür” isimli kitabın ilk bölümünde adaçayından zencefile, biberiyeden yaban mersinine, çörek otundan sarı kantarona kadar, uzun yıllar sonucunda edinilen tecrübelerle yararlı ve şifalı olduğu öğrenilmiş onlarca bitkiden ve bunlarla uygulanabilecek kürlerden bahsediliyor. Her bir bitkinin kolayca tanınabilecek şekilde birkaç fotoğrafı da yazılara eşlik ediyor. 
     Örneğin, benim de sevdiğim ve değeri bizde pek bilinmeyen bir bitki olan zencefil konu edilirken, bitkinin kullanıldığı hastalıklar, zencefil ve artrit (romatizma), zencefil ve mide bulantısı, vitiligo, dolaşım bozukluğu, sinüzit, alerji, hazımsızlık ve reflü ilişkileri kısa kısa anlatılmış. Daha sonra da zencefilin macun olarak yapımı, çay olarak yapımı, tentür hazırlama şekli, salatalarda ve şeker hastaları için kullanımı gibi alt başlıklarla nasıl kullanılması gerektiği açıklanmış. Ayrıca bitkilerin yanı sıra Himalaya tuzu, arı sütü, propolis gibi diğer doğal ürünlerden ve bunların kullanım şekillerinden de bahsedilmiş. Özellikle Himalaya tuzu hakkında, geniş kapsamlı olarak hazırlanmış bölümü beğendim.   
  Kitabın ikinci bölümünde bazı hastalıklardan ve bu hastalıklarda kullanılabilecek bazı destekleyici kürlerden bahsedilmiş. Alerjiden karaciğer rahatsızlıklarına, böbrek rahatsızlıklarından varise kadar otuza yakın rahatsızlık için bazı bitkisel kürler tavsiye edilmiş.
     Kitabı hazırlayan Ayhan Ercan, televizyonda bazı programlara katılan bir bitki uzmanı olarak tanınıyor. Ben kendisini televizyonda henüz görmediysem de kitabının önsözünde belirttiği

ÇİZGİ ROMANDAN SİNEMAYA UYARLAMALAR-2: AZAP YOLU (Road To Perdition)


     Bu ay, film uyarlaması yapılmış olan “Road To Perdition” isimli çizgi romandan ve filminden bahsedeceğiz. Ülkemizde “Cehennem Yolu” ismiyle çizgi romanı yayınlanmış olan; dünyada da artık bir çizgi roman klasiği olarak kabul gören, dokuzuncu sanatın bu eşsiz eserinden uyarlanan “Azap Yolu” isimli filmi de gerçekten başarılı bir film uyarlaması olmuştu. Road To Perdition çizgi romanını ve filmini keşfetmeye başlayalım. 

 
ROAD TO PERDİTİON ÇİZGİ ROMANI:
    
      Ülkemizde de Cehennem Yolu ismiyle yayınlanmış olan Road To Perdition çizgi romanı (ya da grafik romanı) Max Allan Collins tarafından yazılmış ve Richard Piers Rayner tarafından çizilmiş ve ilk olarak 1998 yılında DC Comics markası altındaki Paradox Press etiketi ile yayınlanmış bir eserdir.  

 Road To Perdition Çizgi Romanının Yazarı Max Allan Collins ve Çizeri Richard Piers Rayner

  Halen 64 yaşında olan yazar Max Allan Collins, oldukça üretken bir roman ve çizgi roman yazarıdır. Bazı Batman, Dick Tracy albümlerini ve TV dizi senaryolarını yazmış, Ms. Tree isimli bir çizgi roman kahramanı yaratmış, birçok filmin vizyona girdikten sonra romanlaştırılmasında isim sahibi olmuştur. Yazarın, “Private Eye Writers Of America’s Shamus” gibi aldığı önemli ödüller bulunmaktadır. 
       Yazar, Road to Perdition’ı yazıp bunun önce çizgi romana sonra filme aktarılmasından sonra bu eserin romanını yazmış, daha sonra da “On The Road To Perdition Book” ana başlığı altında, değişik çizerlerle çalışarak, aynı kahramanlara daha ayrıntılı odaklanan üç farklı çizgi romanın (Oasis, Sanctuary ve Detour) yazarlığını da yapmıştır. 2004 ve 2005 yıllarında Road To Purgatory (Araf Yolu), Road To Paradise (Cennet Yolu) romanlarını yazarak Cehennem-Araf-Cennet üçlemesini baba Sullivan’dan oğul Sullivan’ın serüvenlerine kadar sürdürmüştür. Bu romanlar çizgi romana (Cehennem olanı “Road To Perdition” hariç) uyarlanmamıştır. Yazarın yaptığı tüm bu eserleri, ilk yayınlanan Road To Perdition çizgi roman senaryosu kadar çok başarılı olmamış, ses getirmemiştir.
       Yazar Collins, eserini yaratırken önemli araştırmalar yapmıştır. Fakat, ilginç bir durum olarak çizer Rayner ile eserin tamamlanması sürecinde hiç karşılaşmamışlardır. İncelediğimiz bu eserin başarısını sadece yazara dayandırmak doğru olmaz. Yazar, bu eseri yazarken Japon mangası “Lone Wolf and Cub” isimli eserden esinlendiğini açıkça söylemiştir. Çok iyi yazılmış bu eserin çizgi romana dönüştürülmesi ise tam anlamıyla bir şaheserdir ve bunu yaratan da