Aylar önce bir gazetede yazar-doktorun kendisiyle
yapılmış bir röportajını okumuştum. Sanatçı Nilüfer’in son dönemdeki önemli bir rahatsızlığına ilişkin doktorluğunu yaptığını o
zaman öğrendiğim doktorun röportajını okuyunca “ Ne güzel, kendini gelişen çağa uydurmuş modern bir
doktor. Tedavilerdeki süreç, artık bu bahsedilen boyuta gidiyor” diye içimden
geçirmiştim. (Söz konusu röportajın linki burada
ve en altta). Kitabı okuyunca bu görüşlerim daha da pekişti. Tıp dünyamızda
böyle açık görüşlü, mevcut sistemi sorgulayıcı, modern bilgilere kendini adapte etmiş
bir doktorun, yine böyle güzel bir eseri ortaya çıkardığını görünce bunu
paylaşmam gerektiğini fark ettim.
Kitabın 259 sayfası içinde
toplam 11 bölüm bulunuyor. İçindekiler bölümünde hangi bölümlerin olduğunu
aşağıdaki sayfada görebilirsiniz.
Şifa Sende Kitabının İçeriği (Resmin üstüne tıklayıp büyütebilirsiniz)
DR. E.ÖZER’İN BU KİTABI YAZMA NEDENLERİ VE BAZI TEMEL HUSUSLAR:
Ø Tanrı
parçacığının (Higgs Bozonu) bulunması, artık tıp alanında da duruma hücre
seviyesinde değil, atomaltı seviyede bakmayı gerektiriyor.
Ø Kronik
(müzmin, süregelen) hastalıklar bir kader değildir. İnsanların dünyaya gelişlerinin
bir amacı vardır, o da tekâmüldür (ruhsal gelişim). Hastalıklar da ruhsal
tekamülün bir parçasıdır.
Ø Tıbbın,
insanın bir ruhunun olduğunu yeniden hatırlaması gerekiyor. Tıp alanındaki en
büyük problem, ruh, zihin, beden bütünlüğünün kurulamamış olmasıdır. Bunlar kopuk
değerlendirildiği için bütünün tamamı görülemiyor.
Ø Tüm
hastalıkların kaynağı, ruhsal ve duygusal çatışmalardır. (Kazalar,
yaralanmalar, zehirlenmeler ve zararlı ışınlara maruz kalma hariç) (Örneğin kanserin varlığı, üç önemli bileşenin bir araya gelmesiyle ortaya çıkıyor. Bunlar , o kişi için aşırı dramatik bir durumun olması, bunun beklenmedik olması ve kişinin yalnızlığa doğru itilmesi.) Hastalıkla
ilgili çatışmayı ortadan kaldırdığınızda hem ilgili organ, hem beyin ve hem de
psikoloji; üçü birden iyileşir. Böylelikle ruhsal gelişimin de yolu açılır.
Ø Dünyaya
geliş amacımız, ruhsal olgunlaşmadır (tekamül). Bilincimizi ve frekansımızı
daha üst bilinç ve frekans seviyelerine yükseltmeliyiz. Yaşamda amaçladığımız sadece
haz alma amaçlı duygu tatmini yoluna gitmemiz bize ancak geçici mutluluklar ve
bazı bağımlılıklara götürür. Halbuki, evrensel yasalar gereği olması gereken ruhsal
tatmin gerçekleşmezse, hayat bize gitgide sıkıcı hale gelmeye başlar.
Ø Sevgi,
evrenin gücüdür ve ruhsal tatminin de anahtarıdır. Kendi ruhumuzu evrenle
bütünleştirmek için ilk şart olarak kendimizi sevmemiz gerekir.
KİTAPTAN BAZI ÖNEMLİ SATIR BAŞLARI:
Ağrı
ya da hastalıkların ana kaynakları şunlardır:
1. Bedensel alandaki
asitlenme ve regülasyon blokajları
2. Zihinsel alandaki
duygusal çatışmalar ve regülasyon blokajları
3. Ruhsal alandaki düşünce
çatışmaları ve regülasyon blokajları
Regülasyon blokajı, vücudun kendini yaşatmak
ve korumak için kullandığı bir çeşit sigorta sistemidir. Hastalığın kaynağı
hangi alandan geliyorsa o alandaki regülasyon blokajları tedavi edilmelidir.
Bunlar tedavi edilmezse enerji kapasitesi kaybedilmeye başlanır.
Asitlenme, Duygusal ve Düşünce Çatışmaları:
Ağrı ya da hastalıkların
diğer ana nedenleri olan bu konularla ilgili olarak geniş açıklamalar ve
öneriler bulunuyor. Asitlenmeden korunmak için vücudumuzu alkali hale getirmemiz,
bu maksatla da yiyip içtiklerimize dikkat etmemiz gerektiği belirtiliyor.
Örneğin içtiğimiz su, mümkün olduğu kadar alkali olmalı, (1 Litre suya 1 tatlı
kaşığı kadar karbonat katılabilir), bunun yanı sıra rafine değil, doğal tuzlar
tercih edilmeli (Deniz tuzu, Himalaya tuzu gibi). Daha ayrıntılı bilgiler
kitapta bulunuyor. (Kitapta bahsedilen asitlenme ve alkali beslenme ile ilgili Ayşegül Çoruhlu'nun Alkali Diyet isimli kitabıyla ilgili yazmış olduğum tanıtım yazısı burada)
HASTALIKLARDAN KORUNMANIN ve TEDAVİNİN RUHSAL BOYUTU:
Kitapta ruhsallık ile hastalığa yakalanma
ve tedavi olma arasındaki yakın ilişkiler sık sık analiz ediliyor. Duygusal ve düşünce çatışmalarına yol
açan nedenler, yazarın hastalarında görüp edindiği tecrübeler ışığında
okurlara sunuluyor. Biz, en önemlilerinden bir kısmını buraya aktaralım:
ü Niyetimiz
ana belirleyicidir. Niyetinizi siz belirlersiniz. Bedeniniz buna uyum göstermek
zorundadır. Bu nedenle niyet belirlerken çok dikkatli olmalıyız. Düşünceleriniz
gerçekleşir. İyi ya da kötü fark etmez.
ü Yaşam
içinde sürekli karşılaştığımız problemler, onlarla rezonansa girdiğimiz
insanlar ve sıkıntılar, aslında kozmik plandaki amaçta yol göstericilerdir.
ü Hep
karşı tarafta suç buluyorsanız, hep kurban durumundasınız. Halbuki,
yaşadıklarınız bir şekilde size bir şey anlatmaya çalışır ve sizin için bir
öğrenme yöntemidir. Anne ve baba da bu öğrenme yolculuğunda başrol oynar. Eğer
anne ve babanızla ilgili bir problem dikkatinizi çekiyorsa, bilin ki sizin de
hayatınızda öğrenmeniz gereken ders bu ve sizin de bu problemi halletmeniz
gerekiyor.
ü Halletmemiz
gereken problemlerin kaynağını kendimizde aramamak ve sorunları görmezden gelip
mazeretlere sığınmak, kanserin en önemli nedenleri arasındadır. Evrensel
frekanslarla uyumlu olmadığımız için ve her şeyi ilaçlarla perdelediğimiz için
bunlar oluşuyor.