Zayıflamak
için çeşitli diyetlere başvurmak, etkili bir yolmuş gibi gözükmektedir. Hemen
her yıl değişik isimli diyetler halka sunulmakta ve sunulan ilgili diyetin
etkili olduğu iddia edilmektedir. Duymuşsunuzdur; Dukan Diyeti, Kan Grubuna
Göre Beslenme Diyeti, Karatay Diyeti, Hollywood Yıldızları Diyeti vb… Kısa
vadeli olarak bu diyetler bir parça etkili de olabilmekte; fakat bir kısmı
sağlık sorunlarına da neden olmaktadırlar. Ayrıca kısa bir süre sonra vücut
kaybettiği kiloları tekrar almakta, hatta kaybettiği kilolardan daha fazlasını
da ilave olarak alabilmektedir.
Kalıcı çözüm için, kısa vadeli bu değişik diyetlerden
vazgeçip beslenmemizi “sağlıklı bir yaşam biçimi”ne getirmemiz gerekiyor.
Alkali Diyet kitabına bu yönüyle inanıyorum ve kitapta belirtilen bilimsel
görüşlere de katılıyorum. Hatta, yakın gelecekte vücuttaki alkali-asit
dengesinin daha önemli olacağına_ kitapta da iddia edildiği gibi_ inanıyorum.
Alkali Diyet kitabında nelerden bahsediliyor, kısaca göz atalım:
Yanlış beslenme ve çevresel faktörlerin de
etkisiyle “kronik bir asitlenme” etkisinde yaşıyoruz. Çoğu insanın vücudu,
bariz şekilde asidik hale geldi. Halbuki vücudumuz hafif alkali olması için
programlanmış bir organizmadır. Vücudun asit ve alkali dengesi oluşmazsa
sağlığımız bozulmaya başlıyor. Denge bozulduğunda, kilo alma gibi nispeten daha
hafif bir rahatsızlığın yanı sıra kolesterol, osteoporoz, kırışıklıkların artışı,
eklem rahatsızlıkları, ödem, selülit, böbrek taşı oluşumu, uykusuzluk, tiroid
fonksiyonlarının azalması ve hatta kansere kadar varan olumsuz sonuçlara yol
açabilmektedir. Kanser başta olmak üzere bu tür rahatsızlıklarla ilgili birçok
araştırma sonuçlarında, vücudun asit düzeyinin oldukça yüksek ve alkali
düzeyinin düşük kaldığı tespit edilmiş.
Vücudumuzu asidik artıklardan, bir anlamda
kirlenmiş düzeyden kurtarmamız ise çok zor değil. Beslenmemizde alkali
besinlere ve içeceklere biraz daha fazla yer vermemiz gerekiyor. Kitapta liste
olarak sunulan alkali besinler var. Örneğin kabuklu hariç tüm deniz ürünleri
alkali