EDEBİYAT UYARLAMALARI–7
Kurtuluş Savaşı’nı Yaratanlara
ve Yaşatanlara…
Bu
ay her yönüyle sıra dışı bir uyarlamadan bahsedeceğiz. Tarihimizdeki eşsiz ve sıra
dışı bir var olma mücadelesi ile bunun zaferi olan Kurtuluş Savaşı’ndan ve bu
zaferin tarihi gerçeklerinden ilham alan Nazım Hikmet’in Kuvayi Milliye (Destanı)
ile aynı isimli ve Nuri Kurtcebe imzalı çizgi roman uyarlamasını inceleyeceğiz.
Ayrıca bu güzel eserin televizyon dizisi yapılması projesinden bahsedeceğiz.
VAROLUŞ ZAFERİNİN GÜZEL ŞİİRİ:
KUVAYİ MİLLİYE DESTANI
Kurtuluş
Savaşımızın en güzel ve çarpıcı edebi eserlerinden biri hiç şüphesiz Kuvayi
Milliye Destanı isimli şiirdir. Bu şiirin adı “Kuvayi Milliye” ise de “daha
kolay anlaşılması için “Kuvayi Milliye Destanı” şeklinde de anılmakta ve
kullanılmaktadır. Hatta, yer yer “Kurtuluş Savaşı Destanı” şeklinde de
anılmaktadır. Kuvayi Milliye Destanı şeklinde söylemek de yanlış olmaz, çünkü
Nazım Hikmet bu eserin son şeklini verip yayınlatmak istediğinde baskı
nüshasının kapağına “Kuvayi Milliye” yazıp hemen altına da “Destan” ifadesini küçük
harflerle eklemiştir. (Kaynak: Cevdet Kudret araştırması-1968) Nazım Hikmet, bu
eserini vatan hainliği suçuyla ceza aldığı hapis yıllarında yazmıştır. 1939’da
İstanbul Tevkifhanesi’nde yazmaya başlamış, 1940’da Çankırı Hapishanesi’nde ve
1941’de Bursa Hapishanesi’nde yazarak tamamlamıştır. Muhtemelen, şairin bu şiiri yazmasının esas nedeni, kendisinin zannedildiği gibi bir vatan haini
olmadığını, her şeyiyle vatanına ve halkına olan bağlılığını sanatıyla gösterme
amacı taşımasıdır. Bu tarihten sonra eser üzerinde 1950
yılına kadar bazı düzeltmeler ve eklemeler de yaptığı bilinmektedir.
Eser, Nazım Hikmet’in
uzun okumaları ve araştırmaları sonucunda yazılmış, yazıldıktan sonra da zaman
zaman esere tekrar dönülerek son şeklini almıştır. Bu okumalardan biri de Atatürk’ün
“Nutuk” isimli eseridir. Eserde anlatılan olaylar gerçekten yaşanmış olaylar ve
her bir karakter, halkın kendisinden olan gerçek kimliklerdir. Şair, çok
bilinen bir şekilde zaferin komutanlarını ve bunların yakın çevresini değil,
pek bilinmeyen, kıyıda köşede kalmış isimlerinden yani halktan bir destan
yaratmayı tercih etmiştir ve bunda da başarılı olmuştur. Şairin şirini
yazarken, dayısı olan ve Atatürk’ün silah arkadaşı General Ali Fuat Cebesoy’dan
belge ve kaynak yardımı aldığı, hatta hapishanede ziyaretine gelenlerden de çeşitli
bilgiler edindiği bilinen hususlardır.
Nazım Hikmet’in eserleri 1938 yılından itibaren yasaklandığı için uzun
yıllar gizli-saklı bir şekilde eserleri okunabilmiş, ancak 1965 yılından
itibaren ülkemizde yasal olarak basılabilmiştir. Dünyada belki de örneği
olmayacak veya çok nadir görülebilecek şekilde çizer Nuri Kurtcebe tarafından
şiirin her bir dizesine sadık kalınarak çizgi romana uyarlanmıştır. Bilgi
Yayınevi tarafından ilki 1968’de, ve genişletilmiş baskı olarak 1974’de eser
eksiksiz ve son haliyle basılmaya başlanmış; ayrıca içinde ressam Abidin
Dino’nun “Kuvayi Milliye İnsanları” isimli toplam 18 resminin (bir tanesi
yukarıda), Cevdet Kudret’in açıklamalı ve karşılaştırmalı notlarının ve şairin
destanın başına eklemek isteyip yazdığı sonra da vazgeçtiği “Hikayei Dastan”
başlıklı yazısı da bu basımlarda bulunabilir. Eserin yayın haklarını halen elinde
bulunduran Yapı Kredi Yayınları’nın (YKY) halen piyasada olan yeşil kapaklı ve içinde
Kuvayi Milliye’den başka Saat 21-22 Şiirleri, Dört Hapisaneden, Rubailer isimli
diğer şiirlerinin de olduğu günümüzdeki baskısından daha zengin kapsamdaki bu
eski baskıların daha değerli ve kapsamlı olduğunu düşünüyorum.
BLOG GÜNCELLEME NOTU: Yapı Kredi Yayınları, yıllar sonra ilk
“yeni” baskısı yapılan “Kuvayı Milliye-Abidin Dino Desenleriyle” kitabını Mart
2013’de yayınlamıştır. (YKY sitesi burada.) Kitap kapak resmi aşağıda.
Destan, Başlangıç bölümündeki “Onlar” başlığı altındaki mısralar
ile başlar ve destanın son kısmı da aynı mısralar ile biter:
Onlar ki toprakta karınca,
suda balık,
havada kuş kadar
çokturlar;
korkak,
cesur,
cahil,
hâkim,
ve çocukturlar